“Hâlâ Hatırlıyorum” sergisi, Akkilas Millas’in koleksiyonu ve arşivi üzerinden Büyükada’yı anlatıyor
Belleğin yoksa, sen yoksun
İstanbul, kente kimlik kazandıran Emek
Sineması, Haydarpaşa, AKM gibi yapılarını kaybetme tehdidi yaşar ve bu yok
oluşu durdurmak için çeşitli platformda direniş sürerken, Adalar Müzesi’nde bir
sergi açıldı. Adaların geçmişini yansıtan, Akillas Millas koleksiyonunun
sunulduğu serginin, tam da bugünlerde açılmasının ayrı bir anlamı var. Çünkü
burada sergilenen kartpostallar, çizimler, belgeler, fotoğraflar,
izleyicilerine usul usul aynı cümleyi fısıldıyor: “Belleğin yoksa sen yoksun, yurdun da yok.”
Müzenin Çınar alanındaki sergiyi görmek,
hikâyesini dinlemek için koleksiyonun sahibi Akillas Millas’la adada buluştuk.
Geçmişi eskilere uzanan Splendid Otel’de karşıladı bizi. Bu oteli seçmesi
öylesine değil. “Ben adının her
köşesinde bir şeyler arıyorum” diyor Millas. Splendid Otel’de aradığı da
önünden geçip içeriye giremeyen siyah perçemli çocuk... Çok sonra, eşiyle
evlendikleri gece, son vapurla adaya gelip 59 numaralı odada kalan gençliği...
O gün bugündür de ilkbahar ve sonbaharın iki haftasını yine bu otelde, aynı
odada geçiriyorlar.
Sergiden söz etmeden önce Akillas Millas’ın
kimliğini hatırlamak gerek. 1934 doğumlu Millas, Beyoğlu’nda Kumbaracı
Yokuşu’nda doğmuş ama kendini bildi bileli Adalı. 4-5 aylıkken annesinin
kucağında geldiği zamandan şimdiye, yerlilerin “göç” dedikleri yazlıkçılardan olsa da, burası onun yurdu olmuş.
Buluştuğumuzda, uzun uzun, yüzyıldan öteye
dayanan aile geçmişini anlatıyor bize. Çoğunluğunu Rumların, kalanını
laventenlerin oluşturduğu binlerle ifade edilen nüfusuyla, danslı suarelerin,
Yatch Külup’te baloların yapıldığı zamanları...
“Saray” dediği, o zamanlar elektriği suyu yok, altı kagir üstü ahşap, artık
yerinde olmayan, Hristo mahallesindeki evlerini.... Top oynanan çayırları, görkemli
köşkleri, herkesin birbirini tanıdığı halkını... Yerimiz söylediklerini aktarmaya yetmez. Neyse
ki tümünün yansımasını sergide bulmak mümkün.
Millas’ın dedesi ve babası doktor. O da henüz
4 yaşındayken “büyüyünce ne olacaksın”
sorusuna verdiği yanıtla geleceğini şekillendirmiş. “Akillas Millas, doktor.” Bu tamlamanın izinde mesleğini seçmesine karşın,
ülkenin o dönemdeki en önemli spor cerrahlarından biri olmasının nedeninin
“soyunma odalarının kokusu” olduğunu söylüyor: “Ben hep spor yaptım, sporla hep ilgim oldu. İstanbul birinciliklerim,
ikinciliklerim var. Soyunma odalarının has bir kokusu vardır. Ben o kokuyu
aradım ve doktorluğumda buldum. Spor hekimi olarak gittiğim maçlarda, o kokuyu
buldum ve doktorluğu böylece sevdim.”
Tarih 1980’i gösterdiğinde ise Türkiye’den ayrılmış
Millas ailesi. Ülkedeki karmaşa, Rumların ülkeyi terk etmeye başlamasıyla onlar
da Yunanistan’a yerleşmiş. Ancak oradaki günlerinin hep sitemle, “buraya neden
geldik, niye buradayız” sızlanmalarıyla geçtiğini söylüyor. Sonrasında
doktorluğu bırakmış ve kendini Adalarla ilgili çalışmalarına adamış. Bugün,
çoğu adaları anlatan ve yakında dilimize çevrileceği müjdesini aldığımız 20’nin
üzerinde kitabı var. Kitapların yaratılmasında en büyük yardımcısı ise
ayrılırken yanında götürdüğü geniş arşivi olmuş.
Millas, anneannesinin kartpostallarıyla
başlamış koleksiyonunu oluşturmaya. Sonra adaların zamana yenik düşen, ya da
yanıp yok olan, betonlaşan yapılarının fotoğraflarını çekmiş, çizimlerini yapmış.
“Çizimlerle onları restore ettim”
diyor Millas. Mimari titizlikle, her detayı birebir yansıtarak Büyükada’nın,
Heybeliada’nın neredeyse bütün yapılarını, mahallelerini çizmiş. Sonrasında ise
seyyahların, tarihçilerin kitaplarından edindiği bilgilerle, müzayedelerde
karşılaşıp satın aldığı belgelerle bu koleksiyonu geliştirmiş. İşte, bir yıl
boyunca Adalar Müzesi’nde izlenimde olacak “Hâlâ Hatırlıyorum” isimli sergi, o koleksiyonun bir derlemesi.
Sohbetimizin en başında, “Adalar İstanbul’a nazaran daha az değişti” demişti Millas. Bu
nedenle de “Hâlâ Hatırlıyorum”
sergisi, denizin bu yakasındaki bizler için adeta bir işaret fişeği.
Haydarpaşa’nın, Emek Simenası’nın, AKM’nin, onlara ilişkin anılarımızın yaşamın
içinde halen var olabilmesi için bir uyarı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder